Sorular ve Cevaplar



Uzun bir aradan sonra ,şöyle bir siteye gelen insanların ne aradığına baktım. Onları sizlerle paylaşıp teker teker cevaplayayım dedim. 

Bir Linyeye kaç priz bağlanır?
Bu sorunun cevabını öğrenmek için blog sayfasına gelen arkadaşlar için;
Linye: Dağıtım tablosundan, son aydınlatma aygıtı (armatürü) yada prizin bağlandığı kutuya (buvat) kadar olan hattır.
Bu hattan prizler vasıtasıyla çekilecek güce göre (bir veya birkaç priz sayısı önemli değil) kablo kesiti hesabını ; gerilim düşümü ve akım taşıma kapasitesi hesabını doğru yaparsanız istediğiniz kadar priz bağlantısı yaparsınız. Önemli olan prizlerden çekeceğiniz güç miktarıdır.

Samsung Galaxy Ace S5830



Zil Sesi Değiştirmek:
Menü--->Müzik----->istediğiniz şarkıyı seçin ve çalın dudurun ardından menüye basın (sol alt tuş)-----> Zil sesi yapı seçin
Artık Seçtiğiniz şarkı zil sesi listesinde görünecektir.

Pil Ömrü:
Twitter Facebook Msn ayarlarını yapın güncelleme sürelerini en uzun 4 saat yada hiçbirini seçin.
Ekran Parlaklğını minimuma getirin
Ayarlar--->Kablosuz ve Ağlar---->Mobil Ağlar---->Sadece 2g ağları Kullan Seçin
Advance Task Killer Uygulamsını Yükleyin Bu program çalışan alt uygulamaları kapatmanıza yardımcı olur.
Wifi-GPS-BlueTooth özellikerini kapatın

Evde Elektrik Üretme Devri Başlıyor

Rüzgâr Enerjisi nasıl bir yerden gelir?
Tüm yenilenebilir enerji türleri (gelgit enerjisi ve jeotermal hariç) ve fosil yakıt enerjisi dahi sonuç olarak güneşten kaynaklanır. Güneş yeryüzüne saatte 100.000.000.000.000 kW enerji gönderir. Başka deyişle yeryüzü, 1018 watt kadar güç kazanır.
Güneşten gelen enerjinin %1-2'si rüzgâr enerjisine dönüşür. Bu, yeryüzündeki tüm bitkilerin biyolojik kütleye dönüştürdüğü enerjinin 50 - 100 katıdır.
Sıcaklık farkları hava akımını oluşturur.
Ekvator çizgisi yakınındaki bölgeler dünyanın diğer bölgelerine göre daha fazla ısınır. Bu sıcak bölgeler, kızıl ötesi fotoğraflarda sıcak renklerle (karalarda kırmızı, turuncu ve deniz yüzeyinde sarı) görünür.
Sıcak hava soğuk havadan hafiftir ve yaklaşık 10km'ye ulaşıncaya kadar gökyüzüne yükselir. Bu sıcak hava kütlesi hareket ederek Kuzey ve Güney Kutbuna yaklaşınca aşağı çöker ve ekvatora geri döner.

Coriolis Kuvveti
Dünya döndüğü için kuzey yarıküre üzerindeki her hareket, kendi konumumuza göre sağa doğru (güney yarıküre için sola) yönelir. Bu belirgin bükücü kuvvet Coriolis Kuvveti (Coriolis Force) olarak bilinir. Bu kuvveti keşfeden Fransız Matematikçi Gustave Gaspard Coriolis'in ismiyle anılmaktadır (1792 - 1843).
Kuzey yarıküre üzerinde hareket eden bir parçacığın sağa doğru döneceği pek açık görünmeyebilir. Bu olayı şöyle canlandırabiliriz:
Uç kısmı güneye doğru hareket eden bir koni düşünün ve dünyanın döndüğü gerçeğini de eklersek, koninin sanki sağa doğru kaydığını görürüz.
Coriolis Kuvveti gözle görülebilir bir olaydır. Tren yolu hatlarının bir tarafı diğerinden daha hızlı aşınır. Nehir yataklarının bir tarafı diğerinden daha derine iner (hangi taraf olduğu bulunduğumuz yarıküreye bağlıdır ve kuzey yarıkürede hareket eden bir parçacıklar sağa yönelir).
Kuzey yarıkürede rüzgâr, bir alçak basınç alanına yaklaştıkça saat yönüne ters yön alır. Güney yarıkürede ise rüzgâr, alçak basınç alanları etrafında saat yönünde döner.

Rüzgârın Gücü
Rüzgâr hızı, bir rüzgâr türbininin elektriğe çevirebileceği enerji miktarı açısından önemlidir. Rüzgârın enerji içeriği, ortalama rüzgâr hızının küpü oranında değişir. Yani rüzgâr hızı 2 katına çıkarsa, 8 kat enerji içerir.
Öyleyse, rüzgârın enerji içeriği rüzgâr hızının kübü oranında değişir. Günlük yaşamdan, bir otomobilin hızı 2 katına çıkarsa frenlemesi ve durdurulması için 4 kat enerji gerektiğini farkedebilirsiniz (Aslında bu Newton'un 2. hareket yasasıdır).
Rüzgâr türbini örneğinde, rüzgârın hızını 2 katına çıkarırsak her saniye pervaneden geçen dilim sayısını da 2 kat artar ve bu dilimlerin her biri otomobilin frenlemesi örneğinden anlaşıldığı gibi 4 kat enerji içerir.

Neden Rüzgâr Enerjisi
Rüzgâr enerjisi günümüzde, 21. yüzyılda ve onların ötesinde ençok gelecek vadeden teknolojilerden bir tanesidir. Burada rüzgâr enerjisi üzerinde en çok sorulan sorular hakkında bazı kısa cevaplar bulacaksınız:

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz. Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı, faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar niteliktedir.

Rüzgâr Enerjisi Farklıdır
Rüzgâr türbinleri boyutlar ve üretim kapasiteleri açısından çok büyümüşlerdir.
1980'lerden kalma tipik bir Danimarka malı rüzgâr türbini, 26 kW gücünde bir üretece ve 10,5 metrelik bir pervane çapına sahiptir. Modern bir rüzgâr türbini 43 metrelik bir pervane çapına ve 600 kW gücünde bir üretece ulaşmaktadır. Yılda 1 ile 2 milyon kW/saat enerji üretmektedir. Bu da Avrupa'da 300 ile 500 konutun yıllık elektrik tüketimine eşit bulunmaktadır. Son nesil rüzgâr türbinlerinin 1.000 - 1.500 kW üreteci ve 50 - 60 metrelik pervane çapı bulunmaktadır. Galler'in Carno bölgesinde bulunan, Avrupa'nın geniş rüzgâr türbini parkı, 20.000 konutun ihtiyacına eşit bir enerji üretmektedir.
Avrupa'da 1997 itibariyle, 3.000 MW'dan fazla rüzgâr enerjisi, beş milyon kadar kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak şekilde devrede bulunmaktadır. (windpower.dk - Danish Wind Industry Association)

Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır. Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla kullanılmaktadır.
Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu gazlar havayı ve suyu kirletmektedir. Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür. Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok artan yenilenebilir enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir. Günümüzde dünyadaki kullanım oranının çok düşük olmasına karşılık, 2020 yılında dünya elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr enerjisinden karşılanması için çalışmalar yapılmaktadır.
Günümüzde rüzgâr enerjisinden üretilen toplam güç 40.301 MW civarındadır. Dünya'da rüzgardan enerji üretiminin %36,3'ü Almanya'da gerçekleştirilmektedir. Almanya toplamda 14.612 MW güç üretmektedir ve Almanya'nın elektrik enerjisi ihtiyacının % 5,6'sını karşılamaktadır. Rüzgâr gücünden en çok yararlanan diğer ülkeler sırasıyla İspanya, ABD, Danimarka, Hindistan, Hollanda, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık ve Çin'dir. Diğer tüm ülkeler toplamda 3.756 MW'lık güç üretimi ile % 9,3 paya sahiptirler.

Üstünlükleri

* Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların salınmaması,
* Temiz bir enerji kaynağı olması,
* Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve atmosfer olduğu sürece),
* Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin diğer tesislere göre daha kolay olması,
* Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
* Güvenilirliğinin artması,
* Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi elektriğini üretebilmesi

Rüzgâr türbinleri

Rüzgâr türbinleri, rüzgârdaki kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye daha sonra da elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Bir rüzgâr türbini genel olarak kule, jeneratör, hız dönüştürücüleri (dişli kutusu), elektrik-elektronik elemanlar ve pervaneden oluşur. Rüzgârın kinetik enerjisi rotorda mekanik enerjiye çevrilir. Pervane milinin devir hareketi hızlandırılarak gövdedeki jeneratöre aktarılır. Jeneratörden elde edilen elektrik enerjisi aküler vasıtasıyla depolanarak veya doğrudan alıcılara ulaştırılır.
Kullanımdaki rüzgâr türbinleri boyut ve tip olarak çeşitlilik gösterse de, genelde dönme eksenine göre sınıflandırılır. Rüzgâr türbinleri dönme eksenine göre “Yatay Eksenli Rüzgâr Türbinleri” (YERT) ve "Düşey Eksenli Rüzgâr Türbinleri” (DERT) olmak üzere iki sınıfa ayrılırlar.

Rüzgâr Türbini İç Yapısı
1. Makina Yeri (Nacelle)
Makina yeri, rüzgâr türbininin dişli kutusu ve elektrik üreteci dahil kilit parçalarını içerir. Servis personeli, makina yerine türbin kulesinden girebilir. Makina yeri solunda, rüzgâr türbini pervanesi yani pervane kanatları ve göbek bulunur.
2. Pervane Kanatları (Rotor Blades)
Pervane kanatları, rüzgârı yakalar ve rüzgârın gücünü pervane göbeğine aktarır. Modern bir 600 kW rüzgâr türbininde her pervane kanadının uzunluğu 20 metre kadardır ve bir uçak kanadı gibi tasarlanır.
3. Göbek (Hub)
Pervane göbeği, rüzgâr türbininin düşük hız miline bağlıdır.
4. Düşük Hız Mili (Low Speed Shaft)
Rüzgâr türbininin düşük hız mili, pervane göbeğini dişli kutusuna bağlar. Modern bir 600 kW rüzgâr türbininde dişli nispeten yavaş, dakikada 19 - 30 devir hızı ile döner. Bu mil aerodinamik frenlerin çalışması için hidrolik sisteme ait borular içerir.
5. Dişli Kutusu (Gearbox)
Dişli kutusunda, solda düşük hız mili bulunur. Sağdaki yüksek hız milinin, düşük hız milinden 50 kat hızlı dönmesini sağlar.
6. Mekanik Frenli Yüksek Hız Mili (High Speed Shaft with its mechanical brake)
Mekanik frenli yüksek hız mili, dakikada yaklaşık 1500 devir hız ile döner ve elektrik üretecini çalıştırır. Bir acil durum mekanik freni vardır. Mekanik fren, aerodinamik frenlerin çalışmaması durumunda veya türbin bakımdayken kullanılır.
7. Elektrik Üreteci (Electrical Generator)
Elektrik üreteci, genelde bir senkron üreteç veya asenkron üreteçtir. Modern bir rüzgâr türbinininde azami elektrik gücü genelde 500 - 1500 kW arasındadır.
8. Elektronik Kontrol Ünitesi (Electronic Controller)
Elektronik kontrol ünitesi, rüzgâr türbininin durumunu sürekli izleyen ve eğim mekanizmasını kontrol eden bir bilgisayar içerir. Bir arız halinde (örneğin, dişli kutusu veya üretecin fazla ısınması) rüzgâr türbinini otomatik olarak durdurur ve telefon modem hattı vasıtasıyla türbin operatörünü bilgisayarına uyarı verir.
9. Hidrolik Sistem (Hydraulics System)
Hidrolik sistem, rüzgâr türbininin aerodinamik frenlerini içerir.
10. Soğutma Birimi (Cooling Unit)
Soğutma ünitesi, üreteci soğutmak için kullanılan bir soğutma birimini içerir. Ayrıca dişli kutusundaki yağı soğutmak için kullanılan bir soğutma birimi de içerir.
11. Kule (Tower)
Rüzgâr türbininin kulesi, makina yerini ve pervaneyi taşır. Genelde kulenin yüksek olması bir avantajdır, zira zeminden uzaklaştıkça rüzgâr hızları artar. Modern bir tipik 600 kW rüzgâr türbininde 40 - 60 metrelik bir kule bulunur.
Kuleler, dairesel veya kafes biçiminde olabilir. Dairesel kuleler türbinin tepesine ulaşmak için bir iç merdiven olabildiğinden personelin türbinlere bakması için daha güvenlidir. Kafes kulelerin avantajı başlıca daha ucuz olmasıdır.
12. Eğim Mekanizması (Yaw Mechanism)
Eğim mekanizması, pervane ile birlikte makina yerini rüzgâra karşı döndürmek üzere elektrik motorlarından yararlanılır.
Eğim mekanizması, yelkovanı kullanarak rüzgâr yönünü algılayan elektronik kontrol ünitesi tarafından çalıştırılır. Rüzgâr, yön değiştirdiğinde normalde türbin bir defada sadece birkaç derece eğilir.
13. Anemometre ve Yelkovan (Anemometer and Wind Wane)
Anemometre (Rüzgâr ölçer) ve yelkovan, rüzgâr hızı ve yönünü ölçmek için kullanılır.
Anemometreden gelen elektronik sinyaller, rüzgâr türbininin elektronik kontrol ünitesi tarafından rüzgâr hızı yaklaşık 5 m/s'ye yaklaştığında rüzgâr türbinini çalıştırmak için kullanılır. Bilgisayar, türbini ve çevresini korumak için rüzgâr hızı 25 m/s'yi aştığında türbini otomatik olarak durdurur.
Yelkovan, sinyalleri rüzgâr türbininin elektronik kontrol ünitesi tarafından rüzgâr türbinini rüzgâra karşı döndürmek üzere kullanılır.

Kendi Elektriğimizi Nasıl Üretebiliriz?

Enerji Bakanlığı, Anadolu'nun dört bir yanında akan küçük derelerden elektrik üretimi için düğmeye bastı. Bakanlığa bağlı Türkiye Elektromekanik Sanayii AŞ (Temsan) en küçük ırmak ve derelerden bile enerji üretimine imkan sağlayacak elektrik türbini üretti.

Bireysel kullanım için geliştirilen 3 kilovatlık cihazla 4 evin tüm elektrik ihtiyacını karşılamak mümkün. 100-200 kilovatlık türbinler ise bir köy veya beldenin ihtiyacının tümünü karşılayabilecek. Türbinlerin fiyatı 3 bin YTL'den başlıyor, gücüne göre 40 bin yeni liraya kadar çıkıyor. Yüzde 100 yerli üretim türbinlerin küçük nehir ve ırmaklarda kurulması için Enerji Bakanlığı'ndan izin almaya (lisans) veya şirket kurmaya da gerek yok. Temsan, proje kapsamında 12 prototip türbin üretti. Denemelerden başarıyla çıkan türbinlerin seri üretimine geçilecek. Temsan Genel Müdürü Osman Kadakal'a göre küçük atölyeler, barak havuzları ve balık çiftlikleriyle, köy, yayla, mezra ve beldelerdeki evlerin elektrik ihtiyacını bu türbinlerle karşılamak mümkün. Bunun için gereken tek şey belli bir eğimle akan su. Temsan, türbin üretiminde oluşacak muhtemel risklere de çözüm üretti. Buna göre, sürekli elektrik üretecek türbinlerde sorun yaşamamak için elektriğin depolanacağı bir de özel akü geliştirildi. Ev veya işyerinde tüketimin azaldığı dönemlerde üretilen elektrik aküde depolanabilecek. Tüketim arttığında depolanmış elektrik tüketime verilecek.

Vatandaş, Temsan'ın ürettiği türbinlerle üretilecek elektriği iki yöntemle tüketebilecek: İlk yöntem; üretilen elektriği hemen tüketmek. İkinci yöntem ise sistemi genel elektrik şebekesine bağlamak. Bu şekilde üretilen elektrik şebekeye aktarılacak, ihtiyaç duyulan elektrik şebekeden karşılanacak. Osman Kadakal, Enerji Verimliliği Kanunu'nun 200 KW'ye kadar olan sistemlerin şebekeye doğrudan bağlanmasına izin verdiğini belirtiyor.

Türbin, birkaç yılda kendini amorti ediyor

Temsan'ın ürettiği mikro elektrik türbinlerinin fiyatları 2 bin 500-3 bin YTL'den başlıyor. Bir kilovat kurulu gücündeki türbin, vatandaşa akü ve aparatlar dahil 5-6 bin YTL'ye mal olacak. Bu sistem en az iki evi beslemeye yeterli elektrik üretebiliyor. Sağlanan tasarruf dikkate alındığında türbin birkaç yıl içinde kendini amorti edecek. Temsan'ın mikro türbinini ilk kullanan Sivaslı balık çiftliği sahibi Hamit Akdere oldu. Gürün ilçesi Akdere köyündeki balık çiftliğinin elektrik ihtiyacını karşılayan Akdere, türbinden memnun. "Su olduğu sürece sorun yok." diyen işletme sahibi, bu yolla elektrik üretmenin çok kolay olduğunu söylüyor. Hamit Akdere, yaptığı yatırımın karşılığını fazlasıyla aldığını ifade ediyor





'Artık su akarken Türk bakmayacak'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, küçük ırmaklardan üretilecek elektriğin Türkiye'nin elektrik açığının kapatılmasına önemli katkı sağlayacağı görüşünde. Projeyi çok önemseyen Güler'e göre mikro türbin üretimiyle Türkiye'de yeni bir pazar oluşacak. Bakan, yeni sistemle 3 binden fazla enerji KOBİ'sinin doğacağını düşünüyor. "Eskiden 'Su akar, Türk bakar' denirdi. Şimdi, su hem akacak hem de elektrik üretecek. Yani Türk bakmayacak." diyen Enerji Bakanı, mikro türbinler sayesinde 2 bin 500-3 bin megavatlık kurulu gücün devreye girebileceği bilgisini veriyor. Güler, Devlet Su İşleri, Temsan ve Elektrik İşleri Etüt İdaresi ortak çalışmasıyla türbin kullanımının hızla yaygınlaştırılacağına dikkat çekiyor.

Türbin kurmak için izne gerek yok

Mayıs 2007'de çıkarılan Enerji Verimliliği Kanunu ile küçük ırmaklardan da elektrik üretmeye imkan sağlandı. Kanuna göre kendi ihtiyacını karşılamak şartıyla azami 200 kilovat elektrik üretim tesisi kuran gerçek ve tüzel kişiler, lisans alma ve şirket kurma zorunluluğundan muaf tutuldu. Böylece, isteyen herkes kendi elektriğini üretebilecek. Ayrıca, fazla üretim de genel sisteme aktarılabilecek. Konuyla ilgili mevzuatı tamamlamak için yapılan çalışmalarda son aşamaya gelindi.

Pulse-width modulation - PWM






16F877 İLE BİR KAÇ PWM ÖRNEĞİ BU ARALAR ÇOK TALEP GELDİĞİNDEN KOYUYORUM PROTEUS VE CCS C KULLANILMIŞTIR AYRICA L298 BİR DEVREDE MEVCUTTUR BÜTÜN DOSYALAR EKTEDİR

İNDİR

Akkor Lambalar ve Floresan Lambalar



Edison�un bulduğu ampülün 10. yüzyılın sonlarına doğru şehirlerde yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamasıyla şehirler, gecenin parlayan yıldızları halini aldı. Metropol şehirlerin gece manzaraları, o şehirlerin kimliği halini aldı. Ancak Edison�un tarihî ampulü çok enerji tükettiği ve verimsiz olduğu için artık insanlığın sönen bir yıldızı konumuna geldi. Amerika�da Kaliforniya eyaleti sarı ışık veren ampullerin kullanılmasını yasaklayan bir yasayı görüşmeye başladı. Birkaç hafta önce de New Jersey eyaleti, Edison ampullerinin yerinin floresan lambalarla 3 yıl içinde devlet binalarında değiştirilmesini teklif etti. Küresel ısınmayı önlemek amacıyla oluşturulan Kyoto Protokolü�nü uygulamayan Bush�un partisinden Temsilciler Meclisi üyelerinden Larry Chatzidakis, Thomas Edison�un hatırasına saygısı olduğunu ifade ediyor. Ancak Chatzidakis artık daha az enerji kullanan yollar bulmamızın şart olduğunu belirtiyor.

Kaliforniya ve New Jersey dışındaki birçok eyalette Enerji Bakanlığı ve Çevreyi Koruma Ajansı�nın desteklediği programlar ile Edison ampulünün floresan ile değiştirilmesi teşvik ediliyor. New Jersey eyaleti, Edison�un 400�e yakın buluşunun patentinin aldığı eyalet olması bakımından nostaljiyi en çok hisseden eyaletler arasında. Temiz Enerji Programı ile New Jersey, floresan lambaların Edison ampulleriyle değiştirilmesini tavsiye ediyor. 2005 yılında sadece bu eyalette 1,2 milyon lamba dağıtıldı.

Edison, ampulünün uzun süre yanmasını sağlayan süreçleri geliştirdi. Böylece ampuller otomasyon ile çok sayıda üretilebildi ve şehir sokakları, evler hızla elektrik ile buluştu. Floresan ise 20. yüzyılın ilk yıllarında icat edildi. Ancak halka satışının başlaması 1940�lı yılları buldu. Floresan lambalar Edison ampulüne göre yüzde elli daha az enerji tüketiyor ve çok daha uzun süre kullanılabiliyor. Eğer sarı ışık veren Edison ampulünü floresan lamba ile değiştirirseniz yılda 75 kilo daha az karbondioksit (CO²) üretirsiniz. Küresel ısınmaya sebep olan petrol, benzin gibi fosil yakıtlar atmosferdeki CO² gazının miktarını artıyor. Artan CO², sera gazı etkisi yaparak dünyadaki ısının uzaya kaçmasını engelliyor. Ampulü değiştirmenin yanında küresel ısınmayı azaltmak istiyorsanız aşağıdaki önlemleri kendi yaşamınızda alabilirsiniz:

Daha az araba kullanın. Her 1 km daha az sürüş ile yılda yarım kilo daha az CO² üretirsiniz.

Daha çok recycle (geri dönüşüm) yapın. Eğer evinizdeki her ürünün yarısını recycle yapsanız 1200 kilo daha az CO² üretirsiniz.

Araba tekerleklerinizin havasını dolu tutun. Araba tekerleğinizin havasının inik olmaması yüzde 3 daha az benzin harcamanızı sağlar.

Daha az sıcak su kullanarak yılda 250 kilo kadar daha az CO² atmosfere katkınız olur.

Çok paketi olan ürünleri tercih etmeyin. Çöp miktarını yüzde 10 azaltırsanız yılda yarım tona yakın daha az CO² üretirsiniz.

Ağaç dikin. Her bir ağaç ömrü boyunca 1 ton CO² emer.

Elektronik aletlerinizi kullanmıyorken kapatın. Her yıl tonlarca daha az CO2 atmosfere bırakın.





Floresan lambalar ilk olarak 1939 yılında, NewYork Dünya Fuarı’nda ‘General Electric’ tarafından sergilendi. Amerikan evlerinin elektrikle aydınlatılmasından yaklaşık 60 sene sonra ortaya çıkan floresan lambanın bilinen ampul ile savaşı günümüze kadar sürdü.
Aynı evin içinde banyoda yumuşak ışığı ile floresan galip gelebilirken, yatak odasında mücadeleyi romantik ışığı ile ampul kazandı. Uzun mücadele sonunda zafer floresanın oldu. Bunun esas sebebi ise evlerdeki tercihin değişmesi değil, elektrik giderlerinin azaltılması gereken yoğun yaşamın olduğu işyerleri ve okullardı.
18 Watt’lık bir floresan lamba, 75 Watt’lık bir ampul kadar ışık verebilir. Yani floresanlar daha az enerji harcayıp, daha çok ışık verirler, yaklaşık yüzde 75 enerji tasarrufu sağlarlar. Piyasa satış fiyatları daha yüksektir ama en az on misli daha uzun ömre sahiptirler. Işık tek bir noktadan değil de tüpün her tarafından geldiği için daha fazla dağılır. Mavimsi ışıkları daha yumuşaktır ve gözleri yormaz.
Floresan lambalarda, elektrik düğmesine basıldığında, trans-formerden geçen elektrik, tüpün bir ucundaki elektrottan diğerine bir ark oluşturur. Bu arkın enerjisi tüpün içindeki cıvayı bu-harlaştırır. Bu buhar elektrik yüklenerek gözle görülmeyen ültraviyole ışınları saçmaya başlar. Bu ışınlar da tüpün iç yüzeyine kaplanmış olan fosfor tozlarına çarparak görülen parlak ışığı oluşturur.
Floresan lambalar ilk açılışları sırasında çok elektrik çekerler. Halbuki bu miktarda enerjiyi bir saatlik açık durumda ancak harcarlar. Ayrıca çok sık açıp kapama ile ömürleri de kısalır. Örneğin tipik bir floresan lamba devamlı açık bırakıldığında 50.000 saat çalışabilir. Üç saatlik aralarla kapanıp açıldığında ömrü 20.000 saate düşer. Sonuç olarak floresan lambaları bir saat sonra açacaksanız hiç kapatmamanız daha ekonomik olabilir. Normal ampullerde açıp kapamanın ciddi bir etkisi yoktur.
Bazı insanların floresan tipi ışıklara duyarlıkları vardır. Aslında ayırt edemeyiz ama floresanın ültraviyole içeren arkı saniyede 120 kez çakar. Işığın bu frekansı bazı insanlarda migren denilen baş ağrıları yaratabilir. Bu titreşimleri lambaya doğrudan baktığınızda göremezsiniz ama gözünüzün köşesinden baktığınızda görebilirsiniz.
Evlerdeki çiçekler genellikle yeşil yapraklı olup, ışığın kırmızı ve mavi kısmını absorbe ederler. Mavi onlar için özellikle önemlidir. Ampul ışığında mavi renk çok azdır. Bu nedenle evdeki çiçekler için floresan lambalar daha faydalıdır.